14 Haziran 2022
Doç. Dr. Barbaros Çetin “Gerçek hayatta soruyu siz bulacaksınız!’

Nova Okulları’nın ilk mezunlarından Bilkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Barbaros Çetin Nova Okulları ‘Mühendislik Eğitimi’ konusunda bilgilendirmede bulundu.

Öğrencilere “Sevdiğiniz işi yapın, yoksa acı çekersiniz” diyerek seslenen Doç. Dr. Barbaros Çetin şu mesajı verdi:

“22 yaşınızda işe başlayacaksınız. Seçtiğiniz ve okuduğunuz üniversitedeki işi en az 40 yıl yapacaksınız. Sevdiğiniz mesleği yapamazsanız, 40 yıl ayağınız işe giderken geri gelir. Neyi seviyorsanız onu yapın. Ders çalışmaya oturduğunuzda hangi dersi severek yapıyorsanız o mesleğe yönelin. Karnınıza kramplar girmeden neyi çalışıyorsanız onu seçin. İyi okullardan çıkan temel bilimci de olabilirsiniz. Sevdiğiniz bölümü seçin ve okuldayken kendinizi geliştirin. MIT ve Stanford’ta eğitimler tüm dünyaya açık. Ama takip eden çok az sayıda üniversite öğrencisi var!”

MÜHENDİSLİKLERİN ORTAK NOKTASI MATEMATİK

Öğrencilerin eğitim yaşamı boyunca matematik, fizik, kimya, biyoloji, edebiyat, tarih ve coğrafya eğitimi gördüklerine dikkat çeken Doç. Dr: Barbaros Çetin “Sizler metrekaresi 1 lira olan boş arsasınız. Şu andaki eğitiminizle bir işletmede getir, götür yapar fotokopi çekersiniz. Üniversite eğitiminde metrekaresi 1 lira olan arsayı alıyorsunuz, 4 sene sonra bin lira oluyorsunuz. Bilkent’te üçüncü, dördüncü sınıfta part time savunma sanayisine çalışan öğrencilerimiz var” dedi.Mühendisliklerin temelinin ortak noktası matematik olmak üzere temelinin Fizik, kimya, biyoloji olduğunu belirten Doç. Dr. Çetin tarihsel olarak ilk ortaya inşaat mühendisliğinin ve akabinde makine mühendisliğinin çıktığını, teknolojik ve endüstriyel gelişime paralel olarak çeşitli mühendisliklerin oluştuğunu anlattı.   DÜNYADA KIYMETLİ OLAN MÜHENDİSLİKLER Doç. Dr. Çetin Türkiye’de kimya endüstrisi gelişmediğinden kimya mühendisliğinin kıymetinin bilinmediğini ifade etti.  Mühendisliklerin birbiriyle kesiştiğini sunum eşliğinde aktaran Doç. Dr. Çetin şunları söyledi: “Örneğin makine mühendisliği, kimya, inşaat, petrol, malzeme, elektrik-elektronik, petrol mühendislikleriyle kesişir. Jeoloji. Maden ve petrol mühendislikleri diğerlerine göre puanı düşük okullardır. Petrol bitiyor, dense de daha 250 yıllık rezerv var. Eskiden 100 birimlik petrolün 5 birimi çıkartılabiliyordu. Şu anda teknoloji gelişti, 15 birimi çıkartılıyor. Yeni doğalgaz kaynakları bulunuyor, kaya gazı da var. Petrol ve doğalgaz mühendisliği bitmez. Amerika ve Avrupa’da çok kıymetlidir. Jeoloji ve maden mühendislikleri öyledir aslında. Katma değer üretirseniz maaşınız yüksektir. Bir petrol kuyusu birkaç milyon dolara açılır. Şirketler matematik model ile simülasyon yapar, jeoloji mühendisi yer formlarına, kayalara bakıp kuyu yerini saptar. Doğru yeri saptayabilen deneyimli bir jeoloji mühendisi çok kıymetlidir, çünkü büyük katma değer üretir.”   BİYOMEDİKAL GELİŞİM VE BİYOMÜHENDİSLİK

Mühendislikler konusunda bilgi vermeyi sürdüren Doç. Dr. Barbaros Çetin “Malzeme mühendisliği çıktı, zira metalin yanı sıra plastik, seramik gibi maddeler geldi. Bir gecede bulduğumuz malzeme ile dünyanın kaderini değiştirebilirsiniz. Silikon bile deneme yanılma yöntemiyle bulundu. Elektrik bulundu, elektronik gelişti; mühendislikleri oluştu. Bilgisayarlar geldi, bilgisayar ve yazılım mühendisliği ortaya çıktı. Sadece yazılım mühendisliği yapacaksanız hemen bilgisayar mühendisliğine dalmayın, yazılımı makine mühendisleri de yapıyor. Kişisel olarak makine mühendisliği okuduysanız elektronikte; elektrik mühendisliği okuyacaksanız makine mühendisliğinde mastır yapmanızı öneririm” dedi.Gıda mühendisliğinin kimyanın içerisinde iken dünyanın artan nüfusunu doyurmak için ayrı bir mühendislik dalına dönüştüğüne değinen Doç. Dr. Çetin moleküler biyoloji ve genetik mühendisliğinin ise biyolojiden beslendiğini belirtti. Türkiye’de biyomühendisliğin çok az üniversitede bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Çetin Türkiye’de biyomedikalin yaygın olmadığını ama Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde çok değerli olduğunu bildirdi. Biyomedikal ürünlerin katma değerinin çok yüksek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Çetin sağlık harcamalarında her yıl milyarlarca doların tıbbi cihaz, malzeme ve ilaç ithalatına verildiğini anımsattı. ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ TÜRKİYE’DE GEÇERLİ Endüstri mühendisliğinin diğer mühendisliklerle kesişmediğini vurgulayan Doç. Dr. Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: “Endüstri mühendisliğinin Türkiye’de puanı yüksek, matematik ve işletme eğitimi yapmaktır. Ancak ABD’de endüstri mühendislik bölümleri kapatıldı, Türkiye’de işletmeler tercih ediyor. Nedeni araştırıldığında şu görüldü. Endüstri mühendisliğinin İçinde yazılım var. Firmaların sorunlarını yazılımla, simülasyonla çözüyorlar. Örneğin 1 dakikada çıkan ürünün 45 saniyede üretilmesine yönelik simülasyonu oluşturuyorlar. Firmalarda bunu yapanlar endüstri mühendisleri. İhtiyaç olduğundan bölümler hala revaçta.” Su Ürünleri, orman ve ziraat mühendisliklerinin de olduğuna değinen tüm mühendisliklerin ortak noktasının Calculus, diferansiyel denklem ve lineer cebirden oluşan ileri matematik ile bilgisayar programlama; tasarım ve analiz için yazılım kullanımı, pratik beceriler; araştırma yapma becerisi olduğuna dikkat çekti. GERÇEK HAYATTA TEST YOK SORU YOK; SİZ BULACAKSINIZ! Doç. Dr. Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden ODTÜ mezunuysan iş bulurdunuz. Artık öyle değil. Üniversitede ne öğrendiğiniz, kendinize ne kattığınız önemli. Şimdi okurken amacınız daha bilinçli olmanız, o dersten not almak için değil öğrenmek olmalı. Ben üniversitede öğrenciye not için değil bilgiyi öğretmek için anlatırım. Çok soru çözüyorsunuz. Gerçek hayatta test yok, ortada soru yok. Önemli olan soruyu bulmak. Soruyu buldunuz, yazdınız, çözemiyorsanız uzmana gidersiniz. Problemi tespit ederek, teorisini öğrenen, farklı soru ve çözüm üreten anlayış önemli. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde test yok. Soruyu öğrencinin bulması gerekiyor. Bizde öğretmen tahtaya geçer; karıncayı teorik olarak anlatır. Sonra da test yapar. Örneğin Fransa’da bir okulda, öğretmen öğrencileri bahçeye çıkartır ya da ormana götürür. Bitkileri, toprağı gösterir, orada çocuk sorular sorarak cevaba ulaşmak zorundadır. Soruları sorarken öğrenir. Soru çözmek yerine soruları oluşturmanız lazım.” BİLKENT ARAŞTIRMADA, BİLİMSEL MAKALEDE ÖNCÜ Bilkent Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak öğrencilerden problemi bulmasını istediklerini anlatan Doç. Dr. Barbaros Çetin “Bilkent Üniversitesi’ne problemler sanayiden geliyor. Sene sonunda bir ürün olması lazım. Bilkent Üniversitesi’nde 4 mühendislik bölümü var, ancak araştırmada, uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makalelerde önde. Bölüm ya da hoca başına araştırma yapılıyor. Bilkent Üniversitesi nanoteknoloji açısından önde; Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi, Bilkent Üniversitesi İleri Araştırmalar Laboratuvarı olmak üzere üç laboratuvarı var. Bu merkezlerde Aselsan ile ortaklaşa savunma sanayi için çok önemli ürünler geliştiriliyor, üretiliyor. Nanoteknolojik ürünlerin katma değeri çok yüksek. Bilkent Üniversitesi’nde araştırmalara lisans öğrencileri de dahil ediliyor. Müfredat ona göre yapıldı. Derslerde başarılı olanlara laboratuvarları açıyoruz” diye konuştu.